"Medeni kanun hepimizi günlük hayatımızda ilgilendiren, kişiler hukuku, aile hukuku, miras hukuku ve eşya hukuku bölümlerinde yer alan kurallarla herkesin doğumundan başlayarak ölümünden sonrasına kadar özel yaşam ilişkilerini düzenleyen temel bi̇r kanundur.
Cumhuriyetimizin kuruluşunu izleyen ilk yıllarda, ülkemizde çağdaş uygar bi̇r yaşam biçiminin yerleştirilmesi̇ amacıyla kabul edi̇len 1926 tarihli medeni kanunumuz bi̇r devrim kanunu'dur. Özelli̇kle aile hukuku bölümüyle o dönemi̇n anlayışına göre kadınlara devri̇m niteliğinde haklar getirmiştir. Örneğin, "Erkeğin bi̇rden çok kadınla evlenebilmesi yerine tek eşlilik" ve "Resmi Nikah" kadın haklarının güvencesi olmuştur. "Erkeğin boş ol” demesiyle boşanma yerine, kanunda yazılı sebeplere dayanarak hakim kararıyla boşanma", kız ve erkek çocuklara "Eşit miras payi" gibi haklar getirmiştir.
1926 tarihli Medeni kanunda, kabul edildiği zamanlardakı aile yapısına uygun olarak, kocaya aile içinde daha fazla sorumluluk verilmiş ve bu nedenle de "Koca aileni̇n reisidir" denilerek, kocaya üstün haklar tanınmıştır. Kanunda yer alan kurallar gereğince evin seçimi, ailenin geçimi ve temsili kocaya aittir. Ev İşleri ve çocukların bakımı ile görevli̇ kılınan kadın ise kocanın yardımcısı durumundadir."
"Ülkemizde medeni kanun değişikliği için yapılan çalışmalar 50 yıldır sürmekteydi. 1971 ve 1984 tasarıları hazırlandı. Ama meclis gündemine giremedi.
İlk defa 17 şubat 1998 tarihinde 55. Hükümet tarafından, medeni kanun tasarısı TBMM'ye sunularak meclis gündemine girdİ.
Uzun görüşmeler ve tartışmalardan sonra TBMM’de 22 Kasım 2001 günü kabul edilen yeni Türk Medeni Kanunu 1 ocak 2002'de yürürlüğe girdi.
Yeni kanun neler getiriyor diye baktığımızda:
* Dili sadeleştirildi.
Günümüz Türkçesine uygun hale getirildi.
* Madde numaralari deği̇şti̇.
Eski̇ kanun 937 madde i̇ken, yeni̇ kanun 1030 maddeden oluşuyor.
* En önemli değişiklikler aile hukukunda yapıldı. Aile içinde eşlere eşit haklar tanındı.
Eşit haklarla birlikte sorumluluklarda da eşitlik getirildi ve bu anlayışa uygun olarak evlilik sona erdiğinde malların eşit paylaşılması kabul edildi.
Aile hukukunda yapılan belli başlı değişiklikler:
Evlenme yaşi:
-- Evlenme yaşı kadın ve erkek için eşit olarak 17 yaşın bitirilmesi koşuluna bağlandı. Olağanüstü durumlarda 16 yaşın bitirilmesi aranacak. Evlenme yaşı eski kanunda erkek için 17, kadın için 15 yaş idi. Olağanüstü durumlarda hakim kararıyla kızların 14 erkeklerin 15 yaşında evlenmesi mümkündü.
Evlenme başvurusunun yapildiği yer:
-- Evlenme başvurusunun kadının veya erkeğin oturduğu yer evlendirme memurluğuna yapılabileceği kabul edildi. Eski kanunda sadece erkeğin ikametgahı esas alınıyordu.
Koca ailenin reisidir kuralı kaldırıldı ve evlilik birliği içinde eşlerarası eşitlik esasına dayanan kurallar kabul edildi, örneğin:
-- Eşler oturacakları konutu birlikte seçecekleri;
-- Evlilik birliğini beraberce yönetecekleri;
-- Evlilİk birliğinin giderlerine emek ve malvarlıklarıyla katılacakları.
-- Eşlerin bir işte çalışmaları için evlilik birliğinin çıkarlarını gözetmek koşuluyla birbirinden izin almaları gerekmediği kabul edildi.
-- Velayette eşit haklar getirildi.
Babanın reyine üstünlük tanınan madde yerine velayeti̇ ana babanın birlikte kullanacağı kuralına yer verildi.
-- “Onur kırıcı davranış” boşanma nedeni sayıldı.
-- Boşanma davalarının gizli celsede görülebilmesi kabul edildi.
-- Yoksulluk nafakasında eşit sorumluluk getirildi. Bilindiği gibi, eski kanunda kadından nafaka istenebilmesi için "Kadının hal-i refahta bulunması" yani ekonomik açıdan daha iyi durumda bulunması koşulu aranırdı.
-- Kadının soyadı maddesi̇ 1997 yılında değiştirilmişti. Yenii̇ kanuna aynen alındı. Buna göre kadına evlendiğinde kocasının soyadını almakla beraber evlenmeden önceki soyadını da birlikte kullanabilme hakkı verildi.
(...)"
No comments:
Post a Comment