Showing posts with label İfade Özgürlüğü. Show all posts
Showing posts with label İfade Özgürlüğü. Show all posts

Monday, 20 November 2017

İfade Özgürlüğü ve İfade Özgürlüğü Hakkı - Freedom of Expression and Right to Freedom of Expression

Türkiye Adalet Akademisi çalışmalarında son 2 aydır anlamlı bir düzen yakalamışa benziyor. Bunda Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliğinin proje bazlı katkıları da bir bakıma destekleyici oldu. Anladığım kadarıyla Türkiye Adalet Akademisi biraz daha kendine güven kazandı. Belki siyaset ve günlük gelişmelerin fırtına-toz bulutundan kendilerine ayrıştırma gerekliliğini fark edip sorumluluklarına yönelmenin doğruluğunu daha iyi kavradılar... Henüz çalışmalarının kapsamı, eğitim-seminer verdiği gruplar yeterince geniş değil ancak anlamlı gelişmeler de mevcut.

Türkiye Adalet Akademisi bünyesinde gerçekleştirilmiş, çok önemli projelerden bir tanesi de Türk Yargısının İfade Özgürlüğü Konusunda Kapasitesinin Güçlendirilmesi AB-AK Ortak Projesi:

"Türk Yargısının İfade Özgürlüğü Konusunda Kapasitesinin Güçlendirilmesi AB-AK Ortak Projesi” Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından birlikte finanse edilmektedir. Türkiye Adalet Akademisi (TAA) ile işbirliği içerisinde Avrupa Konseyi (AK) tarafından yürütülecek Proje 2 Eylül 2014 ile 31 Mart 2017 tarihleri arasında devam edecektir. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Adalet Bakanlığı Projeye proje ortağı olarak katkıda bulunacaktır.
Projenin genel hedefi, Türkiye’de insan hakları ve temel özgürlüklerin, özellikle ifade özgürlüğü hakkının, daha iyi korunmasına katkıda bulunmaktır." - http://ifadeozgurlugu.taa.gov.tr/tr/proje-hakkinda/
Bu proje kapsamında kaynak ve destekleyici olarak yararlanılmış kitap ve açıklayıcı metinlere de internet sayfasından erişilebiliyor, (bunlardan önemli bir tanesini, dikkat çekmek için, burada paylaşayım: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı Nicolas Bratza’ya İthafen Kaleme Alınmış Makaleler
Eğiticiler (ya da proje uygulayıcılarının deneyimiyle 'kolaylaştırıcılar') ve katılımcılar için ayrıca hazırlanmış açıklayıcı metinler de Eğitim Setleri kısmından incelenebilir, her birinde çok açıklayıcı, zengin bir içerik var.
Bu projeyi daha kapsamlı incelemek ve araştırmak ve yayınlarından da yararlanmak için daha fazla zaman ayırıp bu konuyu burada daha sonra genişçe ele almayı düşünüyorum, ancak aldığım birkaç notu paylaşmak istiyorum:
AIHM adil denge ölçütleri:İfade doğru mu?
İfade ayrıcalıklı mı?
İfadeye müdahaleye zorunlu kılan toplumsal bir ihtiyaç var mı?
İfadenin açıklanmasında kamu yararı var mı?
Hakaret veya iftira söz konusu mudur?
Gazeteci olayda gerekli özeni göstermiş midir?
Eğer bir yaptırım uygulamak gerekiyorsa bunu ölçüsü ne olmalıdır?

-Ölçülülük denetimi: Basın özgürlüğü, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ve ifade özgürlüğüne müdahelenin bu müdahaleyi gerektiren amaçla orantılı olması gerekliliği.

-İfade özgürlüğüne 'devletin veya toplumun bir bölümünü eleştiren, saldırgan gelen, sarsıcı nitelik taşıyan, veya rahatsız eden bilgi ve düşünceler için de geçerli olduğu kuşkusuzdur.'

-İfade nedir?
-- Biçim ve İçerik
-- Korunmayı hak eden ifadeler

-İfade özgürlüğü hakkı
TC Anayasası 26. madde II. fıkra
Basın Özgürlüğü 28. madde

"Türk hukuk sisteminin ayrılmaz bir parçasını oluşturan AIHS normlarını, AIHM içtihadını ve diğer uluslararası normları uygulamak hakimlerin mesleki vazifesidir."

-Negatif ve pozitif yükümlülük

Wednesday, 7 June 2017

Anna Politkovskaya, Azize Efimya (St. Euphemia)

Bugün Türkiye'de basının (Ve hatta çağdaş Türk edebiyatının) haline bakarken, kendi ayrıksı dünya görüşüme dönüp kendi takip etmek istediğim gündeme dair birşeyler yazmak, önemli birini Azize Efimya'nın hikayesiyle anmak istedim.


Pek bilmediğimiz bir azize. Kadiköy'lü Azize Efimya, St. Euphemie veya Santa Eufemia. 
Efsane Kadiköy'lü zengin bir Bizans'lı ailenin kızı olan Efimya'nın Hristiyanlıktan vazgeçmediği için imparator tarafından işkence yapılıp aslanlara atıldığı ancak aslanların Efimya'nın yaralarını yalayarak iyileştirdiğini anlatıyor. 
Efimya kimi ikonalarında elinde tüyden kalemi ile betimlenmiştir. Azize Efimya'yı keşfedip biraz araştırdığımda, onun biraz da ifade ve düşünce özgürlüğünün bir azizesi olduğunu düşünmüştüm
Rus çarlığı 1910'da Azize Efimya'nın naaşını St. Petersburg'da yapılmış bir tabutla patrikhaneye aldırır. Bugün hala oradadır.
Bugün dünyanın pek çok yerinde Kadiköylü Azize Efimya için yapılmış kiliseler vardır.
-
Anna Politkovskaya'yı keşfettiğimde henüz hayatını kaybetmemişti. Henüz çok gençtim, tarih, gazetecilik, araştırmacılık ve dünya üzerine fikir edinirken benim için önemli bir figürdü, farklı coğrafyalara meraklı -başımda kavak yelleri uçarken- günlerimde beni etkilemişti. Baba tarafımdan anavatanım Rusya'nın haline üzülürken böyle yürekli insanlar beni şaşırtırdı. Rusya ve dünya için önemli biriydi.

Rusya'nın hali ne olursa olsun, Rusya'ya uzmanlaşmış bir araştırmacı ya da gazeteci olmanın hayalini kurduğumu hatırlıyorum. Türkiye'de eğitim, sıkı sıkıya tutulmuş dar bir görüşün içinde seyrettiğinden, pek çok insanın merak ve yüreğiyle beraber hareket etme yetisini zedeler. Bundan biraz çemberin dışına çıkmakla böyle hayaller kurmak beraber gider.

Gazeteciliği merak edip araştırmaya başlayanlar Türkiye'de basım kurumlarının durumunu iyi bilir. Asık suratlı bıkkın insanlarla karşılaşmakla başlar. Bulundukları mevki hep şüphelendirir ve liyakat üzerine sorgulamalara götürür. Gazetecilik mezunu stajyerlerin nasıl süistimal edildikleri hikayeleri dinlenir. Kurumlar gençler için kendine has kültürüyle yoldan çok duvarları gösterir. "Torpil lazım" prensibiyle gerçekler bu kadarıyla kabul edilip başka meslek aranır.

Bugün Türkiye'de basının (Ve hatta çağdaş Türk edebiyatının) haline bakarken, kendi ayrıksı dünya görüşüme dönüp kendi takip etmek istediğim gündeme, dünyaya dair birşeyler yazmak, önemli birini Azize Efimya'nın hikayesiyle anmak istedim.

Onu böyle tarihle, inançla, merakla, yürekle ve sevgiyle anmak istedim.


-

A Sainte not much known. Euphemia from Chalcedonia (Today, Kadiköy, İstanbul)

The myth tells, daughter of a wealthy Byzantine family, Euphemia was tortured and thrown among lions by the emperor because she didn't choose to repel from Christianity. But the lions heal kissing and licking her wounds.

Euphemia is described with a quill in his hand in some of her icons. More I research and discovered her story, St. Euphemia made me think of her as a Saint of freedom of expression and speech.

Russian Tsar Family collected her relics and taken to the patriarchy (St. George Church - In Fener, İstanbul) with a coffin made in St. Petersburg. Still there.

All over the world, there are many churches dedicated to St. Euphemia of Chalcedonia.

-

When I first discovered Anna Politkovskaya she was yet alive. I was quite young, curious about history, journalism eager to discover the world and trying to have an idea of it, she was an influencing figure for me. My homeland from my father, Russia, was making me upset because of its situation, and I was surprised by such people. She was an important individual for Russia and the world. While I was ambitious to learn more "of different parts of the world", with youthful inspiration to know much more, she impressed me I remember.

No matter what being a journalist specialised on Russia would be a magnificent and a tough thing, with its beautiful history, culture and its difficult transitions. Journalism could give me the chance to heal the wounds I had while my education in Turkey. Turkish education in all of its levels, in such a dynamic and diverse country, with its extremely narrow sideview, harms peoples' curiosity and inspirations they need to pursue their own way, intensely.

Journalism in Turkey has always been a professional area without any conscience of history culture, ethics or institutional culture. Job-holders' competence for their position was always doubtful. Newspapers and other written mediums for any kind of publication (From sports to investigative journalism) were due to their own incomprehensible ways -or better to say, walls- to introduce young people to initiate into this profession. If you're journalism graduate it was certain you were going to be abused and your carrier would never be certain, not only governments' improper relations with media but also the professional culture inside the press institutions was not giving any chance to those who want to pursue a career while learning it.

Seeing as the situation of the press in Turkey (even contemporary Turkish literature) I wanted to turn back to my own separate weltanschauung and write for my own actualité I desire to follow, and remember an important person, with the story of St. Euphemia.

With history, with belief, with curiosity, with inspiration, with love.

" In his 2007 book on Jim Jarmusch, author Juan Antonio Suarez remarks that the director’s films “are centrally concerned with situatio...