Eratosthenes hem astronom, hem tarihçi, hem coğrafyacı, hem felsefeci, hem ozan, hem tiyatro eleştirmeni, hem de matematikçiydi.
Dünya’nın yuvarlak olduğunu ilk kez o düşünmüş ve çevresinin de kırk bin kilometre olduğunu
ilk o hesaplamıştı.
*
Kendisi ünlü İskenderiye kitaplığının yöneticisiydi, kitaplıkta çalışırken bir papirüsün üstünde yazılanlar dikkatini çekmişti.
Papirüste, güney hududunda ve Nil’in akmaya başladığı bölgeye yakın bir yerdeki Syene kasabasında, 21 Haziran günü, öğleyin Güneş tam doruk noktasındayken, yere dikilmiş dik bir sopanın gölge vermediği yazılıydı.
*
Aynı denemeyi 21 Haziran’da İskenderiye’de yaptı.
İskenderiye’de yere dik dikilmiş bir sopa, öğleyin Güneş tam doruk noktasındayken gölge veriyordu.
Aynı gün aynı saatte İskenderiye’de gölge veren dik bir sopanın, güneyindeki, Syene kasabasında neden gölgesi yere düşmüyordu?
*
Eratosthenes bu soruya geçerli bir tek yanıt bulabildi.
Dünya’nın yüzünün kavis olması gerekiyordu. Kavis büyüdükçe gölgeler arasındaki fark da büyüyordu.
*
Eratosthenes, İskenderiye’deki dik bir sopanın ucunun, 21 Haziran günü, Güneş doruktayken kendi gölgesinin ucuyla kaç derecelik bir açı çizdiğini ölçtü.
Sopanın ucu yere düşen gölgesinin ucuyla birleşince yedi derecelik bir açı ortaya çıkıyordu. Syene kasabasındaki sopa ise yere dik inen Güneş ışınlarıyla aynı doğrultuda duruyordu. Hiçbir yamuk çizmediği için de gölgesi yere düşmüyordu.
*
İskenderiye’deki sopa, üstüne dimdik inen bir Güneş ışığıyla yedi derecelik bir açı yapıyorsa, o ışığa paralel olarak Syene’den dünyanın merkezine uzatılan bir doğruyu keserken de yedi derecelik bir açı yapacaktı.
Eratosthenes bir adam tutarak İskenderiye ile Syene arasını adım adım ölçtürttü.
Sekiz yüz kilometrelik bir uzaklık çıktı ortaya.
*
Artık gerisi kolaydı.
Merkezdeki yedi derecelik bir açı, Dünya yuvarlağı üstüne sekiz yüz kilometrelik bir kavis olarak yansıyordu. Yedi derece üç yüz altmış derecenin ellide birine yakın olduğuna göre, sekiz yüz kilometreyi elliyle çarpınca, Dünya’nın oluşturduğu dairenin uzunluğu çıkacaktı ortaya...
*
Eratosthenes sekiz yüz kilometreyi elliyle çarptı ve Dünya çevresinin uzunluğu olan kırk bin kilometreyi buldu.
Bir adam bundan iki bin iki yüz yıl önce, iki sopayı, gözlerini, adımlarını ve zekâsını kullanarak, Dünya’nın çevre uzunluğunu saptamayı başarmıştı.
*
Eratosthenes iki bin iki yüz yıl önce yapmıştı bunu...
Onun için de eski uygarlıklarla ilişki kurmasını başaranlar mucizeler yarattılar.
Böyle bir ilişkiye önem vermeyenler de insan zekâsındaki sürekli yaratıcılığın dışına düşerek, körlenip yozlaştılar.
Matematik fakültelerinden birinin giriş kapısına Eratosthenes’in bir anıtını dikmek bile gelmedi akıllarına... “Ne olmuş yani” diye üstün kişiliği ya kese şişirmekte, ya birbirlerinin gözünü oymakta arayarak, geçip gittiler.
No comments:
Post a Comment