
Önce uzat bacaklarını oğlum, ayaklarının nerelere basıp nerelere basamadığını bil, denizde yürü, geç boynunu… Su yüzünde kalmayı öğren… Nereye bastığını… Nereye basabileceğini… Nereye basman gerektiğini… Bütün bunları düşündü mü Memet?”"
Yürümek, Sevgi Soysal
1970
*
“Yola çıkmak, yolculuk, gezginlik uzun süre yalnızca erkeklerin deneyimledikleri bir alan olarak kalmıştır. Erkekler yola düşer, kızlarsa kaldırıma. Kadınların gezgin olanına sık rastlanmaz. Olanların ise yaşamı hele Türkiye gibi ülkeler söz konusu ise Pippa Bacca’nın örneğinde olduğu gibi Kapıkule’den Gebze’ye kadar sürer ancak. Yol kadınlara kapalı olduğu için zaten evlenmeyen kadına evde kaldı denir. Yollara düşen erkek çoktur da, evde kalan erkek görülmemiştir. Ancak modern toplumlarda kadınların özgürleşmesi ile yol onlara da açılmış ve birçok genç kız önceleri yalnızca toplumsal olarak kabul edilen biçimlerde de olsa yollara düşebilmişlerdir. Yirminci yüzyılın başında genç kız önceleri yalnızca toplumsal olarak kabul edilen biçimlerde de olsa yollara düşebilmişlerdir. Yirminci yüzyılın başında genç kızların evlenmeden evden ayrılabilmeleri ancak yatılı bir hemşire veya öğretmen okuluna gitmek ve daha sonra bu alanda çalışmak yoluyla oluyordu. Florence Nightingale bunun Protestan öncüsüdür. Kırım savaşında yaralı askerleri tedavi etmek için Londra’dan İstanbul’a gelmiştir. Cumhuriyetin ilk kuşağının genç kızları da önce öğretmen okullarına yollanmışlar sonra da öğretmen olarak köy yollarına düşmüşlerdir. Çalıkuşu’nun Feride’si bunun güzel bir örneğidir.”
"Ergenliğin yüzleri"
Talat Parman : 2010, Bağlam yayınları
*
"İsmi bilinmez bir yerlere yolcuyum,
Dikensiz gül olmaktansa, kardelen olurum."
Oyunlar, Şebnem Ferah
1999
*
1999
*
No comments:
Post a Comment