“AKP Hükümeti, GREVİO'nun yeni yönetim kuruluna Türkiye'yi temsilen Feride Acar'ın yerine Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Aşkın Asan'ı "tek aday" olarak önerdi.”
"İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yaparken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2015 yılında açılışını yaptığı ve annesi merhume Tenzile Erdoğan’ın adı verilen Üsküdar’daki Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin okul müdürlüğüne getirildi."
2002-2004 yılları arasında Dubai Ajman University of Science and Technology’de görevlendirildi. 2004’de Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi alanında doçent oldu. Sultan Qaboos Üniversitesi Öğretim Teknolojileri Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Dekan Yardımcılığı ve Bölüm Başkan Yardımcılığı görevlerini yürüttü. Araştırma projeleri yürütücülüğü yaptı. 23. Dönem’de Ankara Milletvekili olarak Parlamentoda görev yaptı. TBMM’de Akdeniz Parlamenter Asamblesi (APA) Türk Grubu Başkanı, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu ve İKÖPAB Türk Grubu Üyesi oldu.
2011-2014 Yılları arasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bakan Yardımcısı görevini yürüttü.
2014 yılında profesörlük unvanını aldı. 1 Kasım 2014 tarihinde Avrasya Üniversitesinde Genel Koordinatör olarak görev yaptı.
03. Mart.2015 tarihinde Avrasya Üniversitesi Rektörü olarak atandı.İstanbul Sözleşmesinin bahsedildiği gibi dünyada ve Avrupa'da pek ön planda bir anlaşma olduğunu düşünmüyorum. Britanya'da hala tam olarak yürürlüğe girmedi. Kıta Avrupa'sında da çok parlak olduğunu sanmıyorum. Türkiye'de de bence çok iyi götürülmedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın akademisyenlere "Bazı profesörlerimiz çıksın; ‘Ben imam-hatip okullarında yöneticilik yapmaya varım.’ desin. İşte reform budur” çağrısı üzerine Aşkın Asan, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yaparken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2015 yılında açılışını yaptığı ve annesi merhume Tenzile Erdoğan’ın adı verilen Üsküdar’daki Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin okul müdürlüğüne getirildi. Aşkın Asan halen bu okulda müdür olarak görevine sürdürüyor"
RTE ve AKP çevrelerinin Londra ziyaretlerinde bu konuya kafayı taktıklarını zannediyorum. Pek anlayabilecekleri bir konu değil. Velhasıl kadın hareketinde de bu konuyu ele alabilecek, muhalefet ya da entelektüel otoritesini ortaya koyabilecek pek kimse de yok. Bunun dışında GREVIO için tek aday önerilmesine karşın; Avrupa Konseyi'nin dikkatini, GREVIO aday adaylığının demokratik prensiplere aykırılığına çekmek için bişeyler yapılabilir.
***
Türkiye'de modernleşmeyi siyasetin ve toplumun kısımlarına ayırarak incelemekte fayda var. Askeriye ya da bürokrasi, sosyal güvenlik modernleşmiş olabilir. Ancak topluma bu sırada en az 15 sene kaybettirmiş olan konu bu kadın meselesidir, İstanbul Anlaşmasıyla da sadece kristalize olmuştur.
Türkiye'de kadın toplumun değil siyasetin bir parçası. Demokrasi nedir, tüm Türkiye gibi bilmiyorlar, haliyle inançları da yok. Demokrasi olmak yerine demokratikleşmeye çalışan Türkiye'de, bunun için çaba sarf edenlerin de pek dikkate değer amaç ve başarısı yok ya da binbir zorlukla akıntıya kürek çekmek pahasına bişeyler yapabiliyorlar.
Türkiye'de kadınlar sadece bir maskeden ibaret, bunu yaratan da erkekler. Kadın hareketinin eylemlerinde bu kadar bağırmaları ve agresifleşmelerinin nedeni de bundan. Benliklerini ancak bir maskeymiş gibi tanıyabildiklerinden, alışkanlıkla bağlandıkları maskeyle de ikircikli bir mücadele içindeler, bu maskenin nasıl olduğu erkeklerle de ilişkili ve erkeklerin iktidar mevkiinde oldukları yerlerde, erkekler bunun başat belirleyicisi, tüm bunlara karşın maskenin arkasından da seslerini duyurmaya çalışıyorlar, maskelerinden rahatsızlar, kızıyorlar ve anlaşılıyorlar mı bilmiyorlarken bağırıyorlar, sinirleniyorlar.
Demokratikleşme maskeye üst üste yapılan makyajdan başka birşey değil. Sosyal medyanın olanakları buna örnek olarak gösterilebilir. Uygarlıktaki sefalete karşın geçici ya da üstün körü bir çözümden başka bişey değil.
Böyle bir siyasetin parçası olmak da kadın meselesinde tüm sorunların merkezi.
***
Venedik'te karnaval döneminde takılan maskeler, Venediklilerin deniz aşırı diyarlarda keşfettikleri güzelliklerden anılar, tarih ve halk oyunlarından kalan miraslarındandı. Aristokrat ve zanaatçı giyindikleri kıyafetin içinde o günler eşitçe sohbet edebilirdi.
Maske sadece özgürlüğün, serüvenin ve güzelliğin göstergesiydi. Kutlama, Venediklilere has bu erdemlerle yapılırdı.
No comments:
Post a Comment