"Oy çokluğuyla da olsa Anayasa Mahkemesinin tutuklu gazeteciler hakkında verdiği karar çok önemli ve değerli. Gerekçelerini merakla bekliyoruz. Anayasa Mahkemesinin karar gerekçesini görmeden tahliye talebinin reddi teknik olarak tartışılabilse de, gerekçelerin ve hüküm fıkrasının kesinliği karşısında Mahkemelerin tahliyeye direnmeleri hukuken yanlıştır. Mahkemeler konuya politik olarak değil, hukuki olarak bakmalıdır.
1. Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar. Bireysel başvuruya ilişkin kararları ise öncelikle ilgili mahkemeleri bağlar. Bu tartışmasızdır. Anayasa Mahkemesi M. Altan ve Ş. Alpay kararlarında yetki/görev gaspı yapmamıştır.
2. Bireysel başvuruya bakma, ihlal kararı ve gereği için dosyayı ilgili mahkemeye havale etme Anayasa Mahkemesi görevine/yetkisine girer. Gerekçenin hatalı olduğunu ileri süren 13. ACM’nin bu iddiası tartışılabilir ancak AYM’ye ilişkin yetki gaspı iddiası kesinlikle geçersizdir.
3. AYM’nin bir kararının diğer mahkemelerin hukuki görüşüne yahut yasa ve Anayasa yorumuna uygun olmaması AYM kararına uymamanın gerekçesi olamaz, aksi tutum Anayasa’yı ihlal demektir.
4. 13. ACM'nin gerekçesinde AYM Kanunu 49/6'daki “kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapamaz” kuralı hatırlatılıyor ve AYM’nin bu kurala aykırı davrandığı iddia ediliyor. Bu çok önemli, ancak bu iddia doğru değil, hatta AYM bu konuda fazlasıyla titizdir.
5. 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında ıskalanan husus şudur: Anayasa Mahkemesi tutuklama gibi yargılama güvenceleri konularında inceleme yaparken yaptığı ihlal tespiti kaçınılmaz olarak aynı zamanda kanun yolunda gözetilmesi gereken bir hususa ilişkin olacaktır.
Oy çokluğuyla da olsa @AYMBASKANLIGI Anayasa Mahkemesinin tutuklu gazeteciler hakkında verdiği karar çok önemli ve değerli. Gerekçelerini merakla bekliyoruz.— Osman Can (@CanAnayasa) January 11, 2018
Anayasa Mahkemesinin karar gerekçesini görmeden tahliye talebinin reddi teknik olarak tartışılabilse de, gerekçelerin ve hüküm fıkrasının kesinliği karşısında Mahkemelerin tahliyeye direnmeleri hukuken yanlıştır. Mahkemeler konuya politik olarak değil, hukuki olarak bakmalıdır.— Osman Can (@CanAnayasa) January 12, 2018
1. Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar. Bireysel başvuruya ilişkin kararları ise öncelikle ilgili mahkemeleri bağlar. Bu tartışmasızdır. Anayasa Mahkemesi M. Altan ve Ş. Alpay kararlarında yetki/görev gaspı yapmamıştır.— Osman Can (@CanAnayasa) January 13, 2018
2. Bireysel başvuruya bakma, ihlal kararı ve gereği için dosyayı ilgili mahkemeye havale etme Anayasa Mahkemesi görevine/yetkisine girer. Gerekçenin hatalı olduğunu ileri süren 13. ACM’nin bu iddiası tartışılabilir ancak AYM’ye ilişkin yetki gaspı iddiası kesinlikle geçersizdir.— Osman Can (@CanAnayasa) January 13, 2018
3. AYM’nin bir kararının diğer mahkemelerin hukuki görüşüne yahut yasa ve Anayasa yorumuna uygun olmaması AYM kararına uymamanın gerekçesi olamaz, aksi tutum Anayasa’yı ihlal demektir.— Osman Can (@CanAnayasa) January 13, 2018
4. 13. ACM'nin gerekçesinde AYM Kanunu 49/6'daki “kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapamaz” kuralı hatırlatılıyor ve AYM’nin bu kurala aykırı davrandığı iddia ediliyor. Bu çok önemli, ancak bu iddia doğru değil, hatta AYM bu konuda fazlasıyla titizdir.— Osman Can (@CanAnayasa) January 13, 2018
5. 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında ıskalanan husus şudur: Anayasa Mahkemesi tutuklama gibi yargılama güvenceleri konularında inceleme yaparken yaptığı ihlal tespiti kaçınılmaz olarak aynı zamanda kanun yolunda gözetilmesi gereken bir hususa ilişkin olacaktır.— Osman Can (@CanAnayasa) January 13, 2018
6. Bu içiçe geçmişlik durumu yargılamaya ilişkin temel hakların doğasından kaynaklanıyor ve bu tartışma Türkiye’ye özgü değil, Avrupa’da da yapılıyor. Ancak bu durum hiç bir hukuk devletinde Anayasa Mahkemesi kararına uymamanın gerekçesi yapılmıyor.— Osman Can (@CanAnayasa) January 13, 2018
No comments:
Post a Comment